6 Aralık 2014 Cumartesi

Paralel yapı var mı?



Şimdi bir baktım da çok uzun olmuş, okumasanız da olur. Son paragrafta durumu özetledim. 

Olmaz mı yahu, hatırlar mısınız bilmem ama önce Gülen cemaati burada akape hükumetini kurdu ve yıllarca ülkeyi yönetti. O zamanlar cemaat pek matah bir şeydi, yurdumuzdaki temsilcisi sayın cumhurbaşkanımız da cemaatle beraber pek seviliyordu. Cemaate her türlü imkanlar tanındı, ayrıcalıklar yapıldı, devletin ve ticaret hayatının tüm kademelerine bir kitle halinde halkımızın %50 sine yakınının desteğini almış olan Gülen cemaatinin adamları yerleştirildi. Hatta o zamanlar akapecilik değil cemaatçilik vardı. 

Cemaati sevmiyor diye genel kurmay başkanımız dahil bir çok komutanımız ve subayımız Balyoz ve Ergenekon isimli komplolarla, doğru dürüst delil bile olmadan içeri atıldı. Tabii cemaat artık temsilcisi akape ile ülkenin hayatının içindeydi. Hatta metroda falan başı cemaat tarzı örtülü kızlardan duyabiliyordunuz "Cemaat toplantılarına gidiyorum, çok iyi insanlar" gibi. 

Polis cemaatçi oldu, tüm bakanlık çalışanları, devlet memurları, öğretmenler, tabii askeriye ye de içeri atılan komutanların yerine cemaatçiler alındı. Ülkede herkes cemaatten haberdardı ve hatta akapenin oy oranının o kadar yüksek olmasının nedeni de cemaatçilerdi. 

Bu arada tabii ki eski ve yeni cumhurbaşkanları defalarca Pensilvanya'ya gidip liderleriyle görüştü, akıl danıştı, beraberce gidişata yön veren kararlar aldı. Bunlar tabii gizli haberler falan değil. Medyadan ki devlet medyasından takip ettik bu olanları. Neyse yıllar içinde akape kimseye çaktırmadan paralel bir devlet geliştirmiş. 

Günün birinde akape ve sayın dünya liderimiz anlaşılan gücü ele geçirmiş ki iktidarı artık paylaşıyormuş hissine kapılmaya başladı. Hani bir şirkette çalışırsınız, en tepeye kadar çıkarsınız ve görürsünüz ki en çok siz çalışıyorsunuz, artık o şirket sizi ortak etmek zorunda kalır, çünkü şirketin içini dışını bilirsiniz ve sizi rakip şirkete kaptırmak kimsenin işine gelmez. 

Neyse gelelim cemaatin yanında oluşturulan paralel devlete. Cemaatin başı burada olmadığından tabii buradaki çırak da gayet güzel at koşturarak önce kendini kalfa olarak taçlandırdı, birkaç sene sonra da yine aynı destekle ustalığını ilan etti. Artık şirketin CEO'su olmuştu. Şirket ülkenin en büyük şirketi olduğundan ustayı kaptırma tehlikesi yoktu ama bu sefer usta güçlenerek patronu şirketten atma stratejileri yapmaya başladı. Tabii bu arada kendi yandaşlarından oluşan paralel yapısını oluşturmuştu. 

Gel zaman git zaman, paralel yapı kendini geçen sene cemaatten ayırma kararı aldı ve ilk olarak cemaatin büyük gelir kaynağı olan dershane işine çomağını soktu. Böylece akape paralel yapısının kimliği ortaya çıktı ve taşlar yuvarlanmaya başladı. Tabii yıllarca ülkeyi yönetmiş olan cemaatin de elleri armut toplamıyor, sen benim işime çomak sokarsan ben de senin kirli çamaşırlarını ortaya dökerim dedi. O zamana kadar bir elin nesi var iki elin sesi var şeklinde giden düzen bir anda çirkefliğe döndü. O güne kadar ülkeyi beraberce ihya eden koalisyon dağıldı. Mükemmel bir hatip olan dünya liderimiz önceleri halkı cemaatçi yaparken bu sefer cemaat karşıtı olarak işlemeye başladı. Ah işte o zaman Türk bayrakları da çıktı ortaya. 

Usta önceki senelerde işe aldıklarını ayıklamaya başladı. Tabii kavun değil kokusundan anlayasın ama cemaatten diye işe aldığı insanlar belliydi yani ayıklama aslında çok da zor olmadı. Zaten anayasayı da bunları öngörerek torba torba değiştirmişti ve dünya liderimiz tüm bu hengameden sıyrılarak devletimizin en yüksek kademesine çıktı. Yalnız üzülmeyin artık akape paralel yapısı tarafından yönetilmiyoruz. 

Artık başımızda aklı başında, ülkemizi ihya etmeyi, halkımıza hizmet etmeyi kendine hedef edinmiş bir dünya lideri tarafından yönetiliyoruz. Nitekim dünya liderimiz hocaları olan sayın Erbakan hoca efendi ve Gülen hoca efendiden derslerini iyi aldı ve sonradan çıkan boynuz kulağı geçer misali hepsini solladı geçti, ülkemizi güllük gülistanlık bir ortama taşıyor. 

Yani değinmeden edemeyeceğim, ülkemizin adilane yönetimine de bir örnek teşkil etsin. Üç gün önce akape paralel yapısının bakanlarının yönetim kurulunda olduğu Torunlar inşaatı şantiyesinde 10 işçimiz can verdi. Ya da ihmal neticesinde canları torun paşa tarafından alındı. Şimdi cağapeliler olsaydı adamı kayırırlardı ama Allah'dan başımızda cağape değil de dünya lideri var. Hemen duruma el konuldu, şantiye hemen ertesi günden itibaren bir gün durduruldu (gece çalışmaya devam ettiler, malum beton dökerken ara verirseniz bir sürü masraf çıkar) ve kelle başına 6700TL cezayı da saygıdeğer devletimiz yandaşları olmasına rağmen Torunlar'dan söke söke alacak. 

Soma'da da öyle olmadı mı, 301 çıkarttılar kalan tahmini 400'ü de gömdüler, zavallı yandaş adamın madenini de kapattılar. Madenci dediğin madene inşaatçı dediğin de inşaata gömülür. Yani bu insanları da anlamıyorum, koskoca başbakan 700-800 işçi öldü diye taa Ankara'dan kalkıyor Soma'ya gidiyor, yok efendim ambulans geçememiş, yok efendim protokol nedeniyle kurtarma çalışmaları aksamış gibi şeyler söylediler, ya cağapeci, ya gezici ya da atayizlerdi kesin. Bir de isyan çıkardılar, adam gitti müsteşarın tekmesine vücuduyla vurdu, öbürü gitti dünya liderinin eline yüzünü vurdu. Adamı zıvanadan çıkarttılar, hiç söylemeyeceği şeyler söylettiler, sırf 700-800 işçi ölmüş diye dünya liderimize ayrıştırıcı küfür ettirdiler. Halbuki dünya liderimizin Yahudilerden onur nişanı bile almışlığı var. Oğlu da onlarla süper ticaret yapıyor, ülkemizi baba oğul Yahudilerle de elbirliği içinde ihya ediyorlar. Halkın bir kesimi nankör, neyse ki öbür kadir şinas kesim de var ki dünya liderimiz Soma'dan bile %40'ın üstünde oy çıkartmayı başardı.
Yaşasın dünya liderimiz. Allah bu büyük adamı başımızdan eksik etmesin, amin. O ki bizi akape paralel yapısından da kurtardı, inşallah 2023'lerde hatta 2070'lerde de başımızda kalacak ve bizlere insan olmayı öğretmeye devam edecek. Allah sayın dünya liderimize, bizlere hastahanelerinde sağlık dağıtan eşine, gemileriyle ticaretimizi canlı tutan Burak oğluna, sifirlayamadığı paraları ne yapacağını bilemeyen, TÜRGEV vakfıyla her türlü hayır işi yapan Bilal oğluna, batılı görmemiş zenginler gibi tuvaletinde bidet istemeyen sayın Sümeyye kızına zeval vermesin inşallah. Amin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder