6 Aralık 2014 Cumartesi

Son teknoloji ürünü bina yapım sistemleri nelerdir? Ne gibi avantajları vardır?



Ben de bir süredir Türkiye'deyim, teknolojiyi pek takip edemedim ama Avrupa'da kullanılan gördüğüm kullandığım teknolojiler şunlardı: 
Öncelikle konut yapımında ısıtma ihtiyacı ya da daha doğrusu yakıt ihtiyacının minimize edilmiş olduğu passive house tabir edilen yapılar. Bunlar çok yüksek ısı yalıtım katsayısı ya da çok düşük kayıp katsayısı olacak şekilde yalıtılırlar. Kapı ve pencereleri tamamen hava geçirmez yapılır hatta devlet bazı ülkelerde bu binalara teşvik verdiğinden binaların hava geçirgenliğini kapıya bağladığı bir ventilatör ve basınç ölçerlerle test eder (blow door test). Bu binalar genellikle toprak ısısını kalan ısınma ihtiyacı için kullanır. Toprak ısısı için de iki çeşit sistem vardır, eğer bahçe büyükse 1m derinliğe yerden ısıtma gibi hortumlar döşenir ve o derinlikteki hiç bir zaman sıfırın altına düşmeyen ısı toplanır. Buz dolabının tersi bir prensiple çalışan dönüştürücüde ısı yoğunlaştırılır ve evin ısı ihtiyacı artı sıcak suyu karşılar. Çok düşük elektrik sarfiyatıyla konfor sağlanır. İkinci sistem ise bahçeye iki adet düşey kuyu açılır ve bu kuyular aşağıdan birbirine bağlanır, yine topraktaki ısı emilen hava yardımıyla toplanır, dönüştürme işlemi aynıdır. Bu tip binalarda havalandırma sadece mekanik olarak çözülür, pencereler açılmaz. 

Hoşuma giden diğer bir teknik ise plywood levhalarda da kullanılan teknikle ama çok daha kalın ahşap duvar panelleri oluşturuluyor bunlar çeşitli kalınlıklarda ve pencere kapı açıklıkları da işlenmiş olarak şantiyeye geliyor. Şantiyede çok hızlı bir şekilde monte ediliyorlar. Bu durumda her duvar paneli taşıyıcı görevi görüyor. Dış duvarlar için zaten 28cm'den başlayan bu paneller ısı yalıtımı işini de çözüyorlar. Avantajları doğal ahşabın sağladığı sıhhi ortam, süneklik düzeyi yüksek yapılar yapılması, yukarıda değindiğim gibi suni malzemeler kullanılmadan sağlanmış ısı yalıtımı ve normal tip ahşap binalara göre çok daha az olan ahşabın ezilmesinden doğan yükseklikteki küçülme.

Ahşap orta Avrupa'da endüstriyel yapılarda da taşıyıcı, makas olarak kullanılıyor. O durumlarda beton kolonların üzerine yerleştirilerek 30m gibi muazzam açıklıklar kolayca geçilebiliyor. Kullanılan makas elemanları yaklaşık 5*10*50cm parçaların tutkalla yapıştırılmasıyla oluşturuluyor ve kalıp vb. derdi olmadığından istenilen şekil ve ebatta üretilebiliyor. Tabii ki tutkala su katacak milletimizin yaptığı makasın altında durmak tehlikeli olacaktır ama Avrupa'da sistem işliyor. Bu makasların ve kat taşıyıcılarının en büyük avantajı ağırlıkları oluyor, çok düşük ağırlıklarla çok büyük açıklıklar geçilebiliyor. İkinci bir avantajı; ahşap, özellikle öyle büyük kesitli olanları çeliğe de betona da göre yangına daha dayanıklı. Tutkallı ahşap makaslar taşıyıcı konstrüksiyonları hatta çatı kaplaması çöktükten sonra bile bütünlüklerini koruyorlar.

Çelik konstrüksiyonların avantajı da zaten ortada ama yurdumuzda ısrarla kullanılmıyorlar. Hesabını yaptığınızda aynı alanı beton ya da çelikle yapmanızın fiyat açısından pek farkı olmuyor. Kaldı ki çelik zaten betona süneklik özelliğini veren malzeme olduğu için çok yüksek süneklik özelliğine sahip yapılar yapılabiliyor. Çelik kolonların kapladıkları alan beton kesitlerine göre çok daha küçük olduğundan alandan kazanç sağlıyorlar. Çok hızlı inşa edilebiliyorlar, inşaat hava şartlarına beton kadar bağlı değil. Deprem ve diğer etkenlerle bozulan parçalar kolayca sökülüp yerine aynı sağlamlıkta parçalar eklenebiliyor. Bina kullanım ömrünün sonuna geldiğinde hala bir hurda değerine sahip oluyor.

Köprülerde olduğu gibi binalarda da kullanılan art germe teknolojisi de nispeten küçük kiriş yükseklikleriyle büyük açıklıkların geçilmesini sağlayan bir sistem. Bu sistem her kirişi ana asma halatı içinden geçen bir asma köprüye dönüştürüyor. Betonun içine parabolik olarak kablo boruları yerleştiriliyor ve beton dökülüp belli bir mukavemete ulaştıktan sonra o borulardan çelik kablolar geçirilip çekiliyor. Prensip aynen normal inşaat demirlerinde olduğu gibi işliyor. Kablo kirişin orta kısmında oluşan moment yükünü taşımak üzere aşağı taraftan, mesnetlerde ise momentin yönü değiştiğinden üst taraftan geçiyor. Kesme kuvvetleri yine etriyelerle karşılanıyor. Yanı sıra hafif bir yüzey çatlak donatısı da döşeniyor. Mimarların hain :) kolonsuz açıklık isteği ve düşük kiriş yüksekliği ihtiyacı kolayca tatmin edilebiliyor. Yanlış anlaşılmasın inşaat işinin sanatçıları olan mimarları severim, iş sadece mühendislere kalsa 6x6m betonarme odalarda yaşardık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder