Kamera öncelikle güvenlik sağlamaz. Sadece caydırıcı olabilir. Sağladığı güvenlik de olay olup bittikten sonra faillerin eğer polis ya da devlet görevlisi değillerse bulunup cezalandırılmalarıdır. Ben hiçbir yerde 1984 misali gözetleyen kameralar olması taraftarı değilim. Zaten bugüne kadar gördüğümüz de kameraların üç beş küçük hırsızı yakalamaya yardımcı olduğu ama devletin katillerine gözlerinin kör olduğudur. Öğretmenin çocuğuma nasıl davrandığını çocuğum bana anlatır zaten. Kaldı ki çocuğumu yetiştirsin diye emanet edeceğim öğretmene o kadar güvenmek isterim. Bu tür gözleme kameraları tüm sınıfın psikolojisini bozacağından tamamen karşıyım. Zaten bu tür faşist uygulamaların sonu yoktur. Bugün öğretmeni dikizlemek için sınıfa takılır yarın aykırı davranan öğrencinin davranışının kaynağını çözmek için ailenin oturma odasına. Günün birinde o kameralar doktor muayenehanelerine kadar girer. Bunlar faşist devletin kontrol teknolojileridir, ne okula, ne eve ne de muayenehanelere girmemesi için çabalamalıyız. Asıl gözetlenmesi gereken malı büyük götürenler gözetlenemezken bu ne şiddet bu celal. Kanmayın bu köleleştirme politikalarına.
Bütün o teknolojiye ve yönetilmesine yatırım yapacağımıza tüm halk olarak sağduyu öğrenmeliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder