22 Aralık 2014 Pazartesi

Cinsel taciz ve tecavüzün engellenebilmesi için ne gibi önlemler alınabilir?

  • Kapalılık olayına bir çözüm bulunmalı. Ya herkes kapanmalı, ya herkes açılmalı ya da kapalı ve açık insanlar ayrı yerlerde yaşamalı. Kapalılığı şart olarak gören erkek için kapalı olmayan kadınların hepsi çıplak gibi oluyor. Köpeğin götünden bile tahrik olan bu yaratık tabii ki gördüğü açık kadından da tahrik oluyor. Yine gelir vurursunuz bu yanıtın tepesine ama, sübyancılık, kadına şiddet ve tecavüz kültürü olan kesim diğer tarafa kimlik bilileri karşılığı izinle geçebilmeli. Diğer tarafın öyle bir kısıtlamaya ihtiyacı olmadığını Gezi günlerinde gördük. %50 ortalıkta yokken ne bir taciz, ne bir tecavüz, ne bir hırsızlık ne de şiddet eylemi oldu.
  • İkincisi adalet adil olmalı, açık bölgedeki hiçbir tecavüzcü, kadına şiddet uygulayan ve kadın katili akapeli de olsa cumhuriyet mahkemesinde cezasını çekmeden salıverilmemeli. Tecavüz eylemlerinin lokasyonu kapalıların olduğu bölgeye kayacağı için o taraf hukuken serbest bırakılmalı, kadı mı istiyorlar, şeriat mahkemesi mi her neyse hepsini kendi bölgelerinde kurmalarına izin verilmeli.
  • Üçüncüsü politikacılar ahlaklı olmalı, RTE'nin dediği gibi "kadın mı kız mı, neyse", "hamileler sokağa çıkmamalı, sevişi anımsatıp tahrik ediyorlar", "camide fuhuş yaptılar", "kızlı erkekli merdiven kullanıyorlar" gibi laflar etmek değil bir başbakanın ağzında müftünün bile ağzında olmamalı. Hatta gelin ülkeyi bölelim, ümmetçi, kapalı falan ne varsa %50'nin seçtiği yönetici tarafından yönetilsin, biz de kendi yönetimimizi seçelim. Her iki taraf da kendi geliriyle idame edilsin.
  • Sokakta öpüşüldüğünü, sarılındığını görmek istemeyenler de bölgelerinde kalmalı, yine aynı %50'nin mensupları sonuçta. Öpüyorsak sizi mi öpüyoruz, sarılıyorsak size mi sarılıyoruz.
  • Bütün metrolar, kentsel dönüşümler, duble yollar, alt ve üst geçitler, imam hatip okulları, AVM'ler tecavüzcülerin bölgelerinde yapılmalı ki diğer tarafın açık görünüşlü ve kafalı insanlar hariç bir çekiciliği olmasın %50 için. Hatta o bölgelerdeki ağaçlar da sökülüp ağaç sevenlerin tarafına dikilmeli.
  • Son olarak da, bu sefer iş kadınlara düşüyor: Geçen gün bir haber okudum; adam iş yerinde kadının yanağını okşamış ve yine yanağını öpmüş, kadın da bunu cinsel saldırı diye 8 yıl 4 ay cezası olan bir suç olarak mahkemeye taşımış. Kadınların bu durumlarda fevri, feminist davranmayıp suç neyse ona göre adalete başvurmaları gerekiyor, bir mobbingin cezası tabii ki tecavüze teşebbüsle aynı tutulamaz, o şekilde açılan dava da düşer, düşmüş de zaten. Orantılı şikayette bulunup gereken cezanın alınmasına çalışmaları örnekte olduğu gibi mobbingin de cezasız kalmamasını sağlayabilir.
Bu sitede zaman zaman kadınlardan okuyorum tecavüze idam cezası verilmeli diye, katılmıyorum, tabii ki tecavüz cezasız kalmaması gereken bir suç ama bir silahsız yaralamadan daha büyük bir suç da değil. Silahsız yaralamanın cezası neyse tecavüzünkü de aynı olmalı. "Ama ruhum yaralandı" diye bir fark hukuken olamaz, zaten yumrukla ya da tekmeyle yaralanmış bir adamın ya da kadının ruhu da aynı şekilde yaralanır. 
  • Bunların dışında erkeğe mutlak hakimiyet sağlayan kızların mal gibi satıldığı görücü usulü evlilik geleneği de artık son bulmalı. O tür ailelerde adam karısını döver, erkek çocuk da aynı ahlaksızlıkla yetişir, diğer kadınlara da aynı babasının anasına davrandığı gibi davranır. Bu durumda kadının tecavüzcü yetiştirdiğinden söz edilemez, evdeki ahlaksızlığın, tecavüzcülüğün, şiddetin kaynağı baba denen ittir.

Keşke illa da dogmatik olacağım diyen herkes Pastafaryan olsa. . . Neyse böyle bir ihtimal de yok zaten ama bir Türkiye içinde iki Türkiye yaşamaya çalışıyoruz. Keşke imkan olsa da eyaletlere ayrılsak şeriatçılar şeriat eyaletlerinde biz de demokratik eyaletlerimizde yaşasak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder